Karşılaştırma Etkinliği

10 Ocak 2011 Pazartesi

Karşılaştırma Etkinliği
  Karşılaştırma etkinliklerinde kullanabileceğiz güzel bir resim paylaşıyorum sizlere :)

Harika Bir Dünya Yapımı!

9 Ocak 2011 Pazar

Harika Bir Dünya Yapımı!

İster sınıf süsü olarak kullanın, istersenizde fen ve doğa köşelerimiz için bir ihtiyaç olarak düşünün. Balondan yapılan bu dünya gerçekten çok iyi düşünülmüş. Yapılışına gelince, şişirdiğimiz balonu tutkallayıp, üzerine gazete parçaları yapıştırıyoruz. Geriye sadece boyama işlemi kalıyor. Öğretmenlerimiz kıtaların genel hatlarını çizip, boyamalarını çocuklara bırakabilirler.

Kibrit Kutusundan Buzdolabı Mıknatısları

8 Ocak 2011 Cumartesi

Kibrit Kutusundan Buzdolabı Mıknatısları
Kibrit kutularının dizaynı için bir çok materyal kullanılır. Düğmelerden tutunda kabarık ve desenli kağıtlar,oynayan gözler,boncuk, pullar,sulu boya ya da guaj boyalar...Kısacası, bu küçük kutucuğa sığdırabileceğinizi düşündüğünüz bütün artık materyalleri, bu iş için çocukların önüne koyabilirsiniz. Kutuları süsledikten sonra kibrit kutularının arkasına mıknatıslar yapıştırılır.İşte etkinliğimiz hazır...

Giyinme Çerçeveleri

Giyinme Çerçeveleri
Çocuğun hem parmak kaslarının gelişimi için hemde günlük giyinme becerilerinin elde edilmesine yardımcı olan çerçeveler.

Düğme ve Çıtçıt
Fermuar ve Kurdela Bağlamak
İp Geçirme ve Cırt Cırt Bant 

Pastel Boya Yenileme

Pastel Boya Yenileme
Pastel boyaları uzun süre kullanınca kağıdı soyuluyor,kırılıyor,biçimsizleşiyor.
Kırık boyaları cam bir kavanoza koyup içine çok az sıvı yağ ilave edin ve mikrodalga da 5 dakika tutmak kaydıyla eritin.Ardından buz kalıplarına dökün ve soğuması için buzluğa bırakın.
Buz kalıbına dökerken sıçrama ve taşma olabiliyor ama soğuduktan sonra kenarları ve kalıntıları temizlenebiliyor.
Veee boyalarımız yeni şekilleriyle ve ebruli halleriyle kullanıma hazır...
NOT: Açık renkler ile koyu renkler ayrı ayrı yapılırsa daha canlı ve parlak renkler elde edilebilir.

Eğlenceli Şişe Deneyi

Eğlenceli Şişe Deneyi


Plastik bir şişenin içine yaklaşık dörtte üçünü kızartma yağı ile doldoruyoruz.Geri kalan boş kısmıda (çocuklarla birlikte seçtiğiniz bir gıda boyası ile renklendirdiğiniz) suyu huni yardımı ile şişeye boşaltıyoruz. Deneyimizin son kısmıda güvenlik ile ilgili... Şişemizin ağzını uhulayıp yada bantlıyoruz ki çocuklar içmeye kalkışmasın.  Veee artık şişemiz çalkalanmaya hazır!Yağ ve suyun birbirinden ayrılışını izlemek,bunu ilk defa görecek olan küçükler için eğlenceli olsa gerek...

Yanardağ Deneyi

Yanardağ Deneyi
Yapılışı çok basit bir o kadarda çok eğlenceli yanardağ deneyi işte malzemeler:
  • Plastik bardak
  • Plastik tabak
  • Karbonat
  • Bant
  • Kırmızı gıda boyası
  • Sirke
  • Folyo
[volkan5.JPG]

Yapılışı: Plastik bardağı plastik tabağın üzerine koyarak, resimde ki gibi aliminyum folyo ile sarıyoruz.

Sonra içine bir kaşık karbonat ve gıda renklendiricisini,


 ardından da sirkeyi döküyoruz.

Veee yanardağımız patlamaya hazır.

Küçük bir uyarı, çocularla birlikte uygulamadan önce mutlaka kendiniz deneyiniz.

Çocuk Gelişiminde Oyuncakların Yararları

3 Ocak 2011 Pazartesi

Çocuk Gelişiminde Oyuncakların Yararları
Ebeveynler çocuklarını hayata karşı nasıl hazırlayacakları kaygısına düşerler: “Çocuğuma hangi aktiviteleri sunmam gerekir? Çocuğumu nasıl eğitebilirim? Çocuğuma nasıl oyuncaklar almalıyım?”  tarzındaki sorularla sürekli karşılaşmaktalar. Çocukların beyni her zaman bilgiye açıktır çocuğa küçük yaşta eğitim verilirse ileriki yaşlarda büyük bir hazineye sahip olur. Yapılan araştırmalara göre insan beyni yeni bilgileri eskileriyle bağlantı kurarak daha kolay öğrenir. Örneğin; çocuklarda kaba motor hareketler geliştikten sonra ince motor hareketler kolaylıkla gelişir. Bu sebeple çocukların uğraşlarının ve oyuncaklarının yaşlarına göre seçilmesi çok önemlidir. Böylece dünyayı daha iyi öğrenirler ve zekaları güçlenir.  
Çocukların merak duygusu inanılmaz boyutlardadır. Bu merakları erişkinler tarafından olumlu yönde işlenir ise çocuklar erişkinlik hayatında da araştırmacı bir ruha sahip olurlar. Bu durum onlarda genetik olarak programlanmıştır. Çocuğun araştırmacı ruhu erişkinler tarafından engellenirse çocuk yaşantıyı sıkıcı, başarısız ve mutsuz olarak algılayabilir.

Peki çocuklarımızın gelişiminde uygun olan nedir?
 
Birçok erişkin, çocukların o andaki durumunu değil, geleceğini düşünür. Fakat önemli olan çocuğu doğasındaki tüm özellikleri ile algılamaktır.  Çocukların hepsi birer ufak araştırmacıdır.  Anne babalar biraz geri çekilip çocuklarının neler yapabileceklerini zevkle gözlemlemelidirler.
 
Oyuncaklar bu araştırmacı miniklere sosyal, ruhsal ve fiziksel gelişimlerinde yardımcı olacak araçlardır. Bu araçların ebeveynler tarafından yaşlarına uygun bir şekilde belirlenmeleri gerekmektedir.


Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılabilir?

Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılabilir?
  • Çocuğa kitap okuma alışkanlığı aile ortamında kazandırılabilir.Düzenli kitap okuyan anne babanın çocuğunda kitap okuma alışkanlığı herhangi bir çaba gerektirmeden gelişir.
  • Çocuk, kitapla bir yaşında tanıştırılabilir. Çocuğun ilgisini çeken bol resimli ve kalın yapraklı kitaplar olmalıdır. Çocuğun sayfaları çevirmesine yardım edilerek dikkatinin resimlere yönelmesi sağlanmalıdır. Çocuk anlamasa bile resimler teker teker çocuğa gösterilerek isimlendirilmeli veya anlatılmalıdır.
  • 3-4 yaşına geldiğinde anlayabileceği sadelikte ve kısalıkta kitaplar resimlerle ilişkilendirilerek okunmalıdır. Çocuğun sayfaları çevirmesi ve kitabı takip etmesi sağlanmalıdır. Her kitap 5-6 defa okunabilir;çünkü çocuk aynı şeyleri duymaktan hoşlanır birkaç okumadan sonra bazı yerleri kendisi tekrarlar. Bazen kendisi kitabı alıp aklında kalanlarla okumaya çalışır.
  • Çocuğa ait bir kütüphane oluşturulmalıdır.
  • Çocuğa kitap satın alınırken harçlığından bir miktar katması sağlanmalıdır. Böylece çocuk kitaba daha çok değer verir.
  • Okuduğu kitabı anlatması istenebilir. Beraber kitap okurken önemli yerlerde sorular sorulabilir.
  • Çocuk dergilerine abone olması sağlanabilir.
  • Yaşına ve seviyesine uygun şiirler ezberletilmelidir.

Çocukta Ödül

Çocukta Ödül

İstenmeyen davranışları ortadan kaldırmak ve yeni olumlu davranışlar kazandırmak için ödül, etkili bir motivasyon aracıdır. Çocukğun olumlu görülen davranışları fark edilip ödüllendirilirse, davranış devam eder. Birçok eğitimci ödülü rüşvet olarak kabul ettiği için eğitimde ödülün kullanılmasından yana değildir. Rüşvet hak edilmeyen bir kazançtır. Oysa ödül, istenen davranış gerçekleştiğinde verilir ki, davranış süreklilik kazansın. Bazı anne babalar, ödülün bir zamandan sonra etki etmediğini söyleyerek bu metodu uygulamaktan vazgeçer. Belli bir düzen içinde verilmediği zaman ödülün etkisini yitirdiği doğrudur. Ancak bir plan içinde ödüllendirme kullanıldığında köklü davranışlar kazandırmak mümkündür. Günlük yaşamımızda hepimiz ödüle ihtiyaç duyarız. İlişkilerimizi düzenlemede ödül, etkili bir araçtır. Yeni saç modeli kocası tarafından fark edilen kadın kendini mutlu hisseder; ama fark edilmediği zaman ise üzüntü duyar. Yeni bir şey alan arkadaşımız bize nasıl olduğunu sorduğunda beğenmesekte çok güzel deriz. Ama yalan söylemeyip hiç güzel değil, dediğimizde arkadaşımız üzülecektir ve içinden muhtemelen şöyle diyecektir;"sen güzelden ne anlarsın." Yani okullarda kullanılan not sistemi de bir çeşit ödül değil midir? Yaşamımızda gerek sosyal gerekse somut ödüller  kaldırıldığında yaşamımız anlamsızlaşır.

Çocuk ve Sorumluluk


Çocuk ve Sorumluluk

Çocuklardaki toplumsallık duygusunun gelişmesi, çocuklara yüklenecek sorumluluk duygusuyla doğrudan bağlantılıdır. Çocuklar, doğuştan sorumluluğu üstlenecek becerilerle donatılmıştır. Anne babanın görevi, çocuktaki bu becerileri ortaya çıkartıp geliştirmektir. Üç yaş civarındaki çocukların taklit etme kabiliyeti geliştirmiştir. Anne babaya özenerek yaptıkları işleri taklit etmeye çalışırlar. Bu dönemden itibaren anne babalar ya çocuğun bu yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur ya da gelişimini engellemeye çalışır. İki buçuk- üç yaş civarındaki çocuklar bir şeyler taşımaktan ve anne babalarının yaptıkları işleri yapmaktan zevk alırlar. Sofradaki tabakları kaldırmaya, evi süpürmeye, elbiselerini giyip çıkarmaya çalışırlar. Anne baba zaman zaman çocukların bu isteklerini engellemeye çalışırlarsa da büyük bir direnişle karşılaşır. Çocuklar getir götür işlerini içeren emirleri yerine getirmekten ve kendi başlarına yemek yemekten büyük bir zevk alır. Fakat zamanla çocuğun yardım ve taklit etme yeteneği körelir ve çocuk anne babanın isteklerini ya yerine getirmez ya da istemeye istemeye yapar. Bunun temel nedeni ise, çocuğun sorumluluğu üstlenme eğiliminin anne baba tarafından desteklenmemesidir. Çocukları sorumluluğa iten sebeplerin başında aşırı şımartılma, aşırı koruma ve aşırı kurallar gelir. Koruyucu anneler, çocuklarının her ihtiyacını kendileri yerine getirir.Beş yaşındaki çocuklarına yemek yedirir, elbiselerini giydirir, okula giden çocuklarının çantalarını taşır, ödevlerini yaparlar. Sokakta koşmalarına,başka çocuklarla oyun oynamalarına izin vermezler. Aşırı kuralcı anne babalar ise her şeyin mükemmel ve belli kurallar çerçevesinde olmasını ister. Bu nedenle çocuklarının yaptıkları hiçbir işi beğenmezler ve her işlerine burunlarını sokarak, çocukların iş yapma isteklerini kırarlar. Sorumluluk duygusuyla donatılmayan çocuklar, anne babalarının isteklerini yerine getirmez, yardım etmeyi sevmez, sosyal kurallara uymaz ve arkadaşlık ilişkilerinde de yetersizdir. En büyük sorunu okulda yaşar; derslerde başarı göstermez, ödevlerini yapamazlar. Sorumluluk bilincini öğrenen çocuklar ev işlerinde ve diğer birçok alanda anne babalarına yardım eder. Arkadaşlarıyla çok iyi geçinirler ve ödevlerini eksiksiz yaparlar. Çocukta sorumluluk duygusunun geliştiğini gösteren bazı görevler aşağıda verilmiştir. Eğer çocuk bunların çoğunu yapıyorsa, çocuğun sorumluluk duygusu geliştirmiştir.

3-5 Yaşındaki Çocuklar:
  • Ayakkabılarını ve elbiselerini kendi giyer.
  • Yemeğini yardım almadan yer.
  • Oyundan sonra oyuncaklarını toplar.
  • Annesinin yardım talebine olumlu cevaplar verir ve sofranın kurulması gibi bazı ev işlerinde annesine yardım eder.
  • Oyuncaklarını arkadaşlarıyla paylaşır.

İletişim Becerilerinin Kazandırılmasında Drama

İletişim Becerilerinin Kazandırılmasında Drama





Okul öncesi dönemi çocukları söz konusu olduğunda, çocukların kendi aralarında ve yetişkinlerle olan iletişimleri, çoğu zaman konuşma yeteneği temel alınarak."dil gelişimi" başlığı altında ele alınmaktadır. Oysaki insanlar arasında etkileşim sağlamaya yönelik olan davranışlar, her yaşta yalnızca dilden, yani konuşmaktan ibaret değildir.Normal olarak gelişen herhangi bir çocuğun, sesini duyduğu bir yetişkine, örneğin annesine doğru yüzünü çevirmesi, kendine gülümseyen bir başka kişiye gülümsemesi, ilgisini çeken ya da eline almak istediği bir nesneyi bakıcısına eliyle işaret etmesi, dil gelişiminin de ötesinde iletişim davranışlarıdır.Diğer yandan henüz konuşmadığı halde, yanına bir yetişkin yaklaştığında kucağa alınmak için kollarını yukarı doğru uzatıp, gövdesini yukarı kaldırmaya çalışması da bir iletişim davranışıdır. Çocuğun iletişim amaçlı davranışları, konuşma davranışından da önce başlar ve normal olarak tüm yaşamı boyunca konuşma davranışının dışında da iletişim davranışları görülür. Çocuğun dil gelişimi, zihinsel gelişimiyle birlikte, doğduğu andan itibaren doğal seyriyle gelişir. Çocuğa okulda eğitim verilmeye başlandığında da bilgilerin kendisine aktarılabilmesi için dil becerileri (okuma yazmaya hazırlık ve okuma yazma) üzerinde daha çok durulur. Konuşmanın ve yazmanın dışındaki iletişim davranışları, çoğu zaman öğrenilecek bir bilgi alanı olarak görülmez ve eğitim yapılmaz. Ancak yukarıda da işaret edildiği gibi, insanoğlunun iletişim kapasitesi yalnızca dilden ibaret değildir ve diğer yönleriyle de (selamlaşma, beden dili vb.) ele alınmayı ve eğitilmeyi gerektirir. Drama etkinlikleri, konuşma ve yazmanın dışındaki iletişim davranışlarının öğretilmesi konusunda, yaşantıya dayalı örnekleriyle okul öncesi öğretmenlerinin elinde oldukça olanaklı bir araç olarak işlev görebilir. 


Artık Materyallerle Çalışmanın Çocuğun Gelişimine Olan Etkileri


Artık Materyallerle Çalışmanın Çocuğun Gelişimine Olan Etkileri

  • Öz güven duygusunun gelişimini sağlar.
  • İçinde yaşadığı küçük toplumda ürettikleri ile kendine bir yer edinerek, sosyalleşmesini sağlar.
  • Dünyayı ve objeleri kendi algıladığı gibi ürünlerine yansıtarak, kendini tanır ve yeteneklerinin farkına varır.
  • Nesneler, somut olarak tanıyabilmesini ve gerçek deneyimler yaşayarak öğrenmesini sağlar.
  • Boşaltım aracı olarak kullanılır. Duygusal ve ruhsal doyum sağlar.
  • Sorunların çözümünde kendi bulduğu yöntemleri uygulamaya fırsat tanır.
  • Nesneleri kullanırken ortaya çıkan sonuçları yorumlayabilme, değiştirebilme ve farklı yöntemleri denemeye açık olma kabiliyetini geliştirir.
  • Neyi, neden ve nasıl yaptığı kunularını sorgulayarak, zihinsel aktivitelerini harekete geçirir.
  • Ortaya çıkardığı ürünü anlatma ve oyunlarında kullanma sonucu, dil gelişimine katkıda bulunur.
  • Etkinlik sırasında, el-göz koordinasyonu ve küçük kas gelişimini sağlar.
  • Kendi göz estetiğine uygun materyallerle ürünün donatara, sanatsal estetik duygusu kazanmasını sağlar.
  • Keşfetme, araştırma ve özgür düşünme yeteneklerini geliştirir.
Kısaca;artık materyallerle çalışma, çocuğun fiziksel, zihinsel,dil ve sosyal kapasitesinin gelişimine fırsat vererek, kendini diğer bireylerden ayıran özelliklerin farkına varmasını sağlar. 





Okul Öncesi Dönem Çocuğunun Gereksinimleri


Okul Öncesi Dönem Çocuğunun Gereksinimleri

İnsanoğlunun tüm üyelerinin ortak gereksinimlere sahip olduğu görüşü, özellikle öğrenme güdüsü, yani öğrenmeye istek duyma konusu çerçevesinde dile getirilmiştir. İnsanlardaki ortak ihtiyaçları belirlemek ve bu gereksinimlerin ışığında insan davranışlarını incelemek, çocuklar için okulda öğrenme yaşantıları düzenlenirken birçok değerli ipucunu eğitimcilere sağlayabilir. İnsan eğitme çabalarında, en çok üzerinde durulmayı gerektiren bir nokta, insanın özünün, doğal yapısının dikkate alınmasıdır. İnsana, yaşamını sürdürebilmesi için bir anlamda toplumda yer alabileceği bir halin, biçimin verilmeye çalışıldığı eğitim süresince, insanın doğal yapısının dikkate alınmaması, tıpkı bir madenin biçimlendirilmesi süresince o madenin özelliklerinin bilinmemesi ya da dikkate alınmaması durumunda söz konusu madenin, bozulması ya da kırılıp ziyan olması sonucunu doğurabileceği gibi, aynı durum insanın başına da gelebilir. Bir toplum bunu elbette istemez. Eğitimi organize eden toplum, bireylerini cömertçe harcamak istemeyeceğine göre, insanın doğal özelliklerini dikkate almak durumundadır. İnsanın doğal yapısını anlama çabasında, öğrenme motivasyonu açısından önemli olan temel insan ihtiyaçlarını vurgulayan kuramlar özellikle incelenmeye değer.

Çocukta Beslenmenin Önemi


Çocukta Beslenmenin Önemi

Çocuğun beslenmesi doğum öncesinde başlar. Annenin gebelikte doğru beslenmesi, doğum sonrası anne sütünün yeterli besin maddelerini taşımasını sağlar.Çocuk beslenmesinin temelini yeni doğan bebeğin anne sütü ile beslenmesi teşkil eder. 4. aydan sonra tamamlayıcı besin öğelerinden yeterince yararlanan çocuklar sağlıklı büyür ve gelişirler. Daha az hastalanır, hastalandıklarında daha çabuk iyileşirler. Çocukları besin değeri az olan şeker, kolalı içecekler, çikolata gibi yiyeceklerden uzak tutup, daha çok meyve ve sebzeye yönlendirmek gerekir. Çocukluk döneminde yeterli ve dengeli beslenememenin olumsuz sonuçlarını daha sonra düzeltmek çoğu zaman güç, hatta imkansız olmaktadır. Çocukların yetişkinlere göre büyüme ve gelişme hızları yüksek olduğundan enerji ve besin ögesi ihtiyaçları da fazladır. Çocuk büyüdükçe büyüme hızı yavaşlar ve enerji ihtiyacı da azalır. Hücrenin temel yapısını oluşturan protein ihtiyacı çocukta büyüme hızını etkileyen önemli faktördür. Yeterli protein alamayan çocuklarda büyüme hızı yavaşlar, boy ve kilo ölçüleri normalin altında kalır. Kalori ihtiyacının yetersizliği kadar fazlalığı da sağlıklı gelişmeyi engeller. Çocuğun yaktığından fazla kalori alması şişmanlamasına neden olur. Hamburger, cips, sosis gibi yağlı, nişastalı ve şekerli yiyeceklere aşırı düşkünlük, çocuğu ihtiyacından fazla gıda almaya zorlamak, uzun süre televizyon, bilgisayar karşısında hareketsiz oturtmak şişmanlığın başlıca nedenleridir. Çocuğa düzenli olarak sabah kahvaltısı hazırlayıp yemesini sağlamak; kahvaltıda çeşitli besin ögelerini dengeli biçimde sunmak; şekerleme, bisküvi,çikolata yerine taze veya kuru meyveye yönlendirmek, aşırı yemek yemeğe zorlamamak şişmanlığı önleyici tedbirlerdir.Araştırmalara göre bebekliklerinde anne sütüyle beslenen çocukların mamayla beslenenlere oranla şişmanlık tehlikesiyle daha az karşılaştıklarını göstermektedir.